İktidarın şeffaf seçimlerle el değiştirdiği kısa demokrasi tarihinde emsalsiz bir başarıya imza atan Ak Parti’nin ve Türkiye’nin ilk Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kesintisiz galibiyetlerine 24 Haziran 2018 tarihinde eklenen yeni halkası, ülkemizde olduğu kadar hatta yer yer daha heyecanlı bir bekleyişle İslam âleminin dört bir yanında izlendi. Nüfusu iki milyara yaklaşan Müslümanlar yanında mazlum ve mağdur tüm coğrafyalarda memnuniyetle karşılanan bu zaferin şükrünü eda etmek için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ciddiyetle üzerine eğilmesi gereken konulardan biri de D-8 birliğini güçlendirmektir.
Hâlen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve D-8 Ülkeleri (Developing 8 Countries) Birliğinin başkanlığını yürüten Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Kuruluş Yıldönümüne kadar yönetimi elinde bulunduracak olan Ak Parti ile ülkemiz yanında dünyanın en büyük küresel teşkilatlarından ikisinin de başkanlığını üstlenen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, sorumluluklarını üstlendiği bu geniş İslam coğrafyasının insani gelişmişlik düzeyi sıralamasında layık oldukları üst sıralara tırmandırılması için ehliyetli, liyakatli, merhametli, davasına ve insanlığa muhabbetli fedakâr ve diğerkâm bir kadro oluşturabilmesi, bu denli uzun soluklu takibin, yaygın desteğin, yürekten duaların hak ettiği bir beklentidir.
D-8 Ülkeleri Birliğinin Önemini Yakından Tanıyarak Kavramak
“Zor bir yolda yürümek mecburiyetinde olan insanlar, yolda yürümeye başlamadan önce, gönüllerinde ve zihinlerinde yürümek ve yol almak zorundadırlar. Evvela; ‘Bu yolu ben nasıl aşarım?’ korkusundan kurtularak yola çıktıklarında görürler ki, yol zor da olsa bir müddet sonra aşılmış, yürünmüş ve hedeflen yere gidilmiştir. İşte o zaman insanların yüreklerinde aslında yolun zannedildiği kadar zahmetli olmadığına ve bütün sıkıntılı yolların aşılabileceğine dair bir iman doğar.” Bizzat tecrübe ettiği bu stratejiyi bizlere tavsiye eden merhum Başbakan Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın liderliğinde kurulan D-8 birliğini yakından tanımamız gerekir. Erbakan, “D-8’lerin kurulması baştan sona harplerle ve çatılmalarla geçen 20’nci Asrın sonunda, aydınlığa açılan bir kapı gibidir. Dünyada artık huzur, barış ve saadetin tesisi için, bir an evvel yanlışlardan vazgeçilmesi doğrulara dönülmesi ve Yeni bir Dünyanın kurulması gerekmektedir ve D-8 hareketi bu manada bir çalışma olarak değerlendirilmelidir.” diye konuşmuştu. (1).
D-8; Developing Eight Organization for Economic Cooperation (Kalkınmakta Olan Sekiz Ülkenin Ekonomik İşbirliği) adını taşıyan uluslararası birlik kuruluşu, 54. Refahyol Hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan önderliğinde 15 Haziran 1997 yılında kurulmuştur. D-8 üyelerinin tamamı aynı zamanda İslam İşbirliği (eski adıyla İslâm Konferansı) Teşkilatı’nın da üyesidir. (2).
D 8 Ülkeleri’ni yaklaşık nüfuslarıyla birlikte incelediğimizde ne kadar büyük ve önemli bir topluluk oluşturduklarını daha kolay kavrayabiliriz:
- Endonezya (262 milyon),
- Pakistan (211 milyon),
- Nijerya (193 milyon).
- Bangladeş (164 milyon),
- Mısır (97 milyon),
- İran (82 milyon),
- Türkiye (81 milyon),
- Malezya (33 milyon), toplam 1 milyar 123 milyon.
15 Haziran 2018’de 21. yılına giren D-8 Ülkeleri Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın; savaş, çatışma, yoksulluk, mültecilik, kötü yönetim gibi müzmin sorunlarıyla yüzleşerek İslam Âleminin 21. yüzyıla damgasını vurabilmesi, dünya mazlumlarını küresel Yahudi-İngiliz sömürge düzeninin cenderesinden kurtarabilmek ve özgürleştirebilmek açısından hayati önem taşımaktadır.
Allah Teâlâ’nın dengeli ümmet olarak tanımladığı Müslümanların, yeryüzünü imar ve insanlığa adil tanıklık görevlerini hakkıyla yerine getirebilmesi, yeryüzünde fitne ve fesada gem vurup barışı ve huzuru yaygınlaştırabilmesi için, akıllı ve gerçekçi çok yönlü bir birlik ve dayanışmayı gerçekleştirebilmesi, güçlerini keşfedip birleştirebilmesi gerekmektedir. D-8 oluşumu bu bağlamda son derece anlamlı ve potansiyel açıdan güçlü bir imkân olarak önümüzde durmaktadır.
Nitekim D-8 Teşkilatı’nın bayrağında yer alan 6 yıldızda sembolize edilen temel ilkeleri bu hedefe hizmet edecek şu bileşenlerden oluşturulmuştur:
- Savaş değil, barış,
- Çifte standart değil, adalet,
- Sömürü değil, adil düzen,
- Çatışma değil, diyalog,
- Üstünlük değil, eşitlik,
- Baskı ve tahakküm değil, insan hakları, hürriyet ve demokrasi.
Yeryüzünde mevcut doğal kaynaklar, nüfus/insan serveti ve pazar büyüklüğü açısından dünyanın ağırlık merkezini oluşturan D-8 Ülkeleri birliği, 22 Ekim 1996 tarihinde gerçekleştirilen ‘Kalkınmada İşbirliği Konferansı’nı izleyen bir dizi hazırlık toplantısının ardından 15 Haziran 1997 günü İstanbul’da yapılan Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde kurulduğu resmen dünyaya ilan edilen D-8’in stratejik önemi, ancak hakkında yapılacak birkaç doktora teziyle ortaya konabilecek kadar büyüktür.
D-8 grubunun zirve toplantıları, üyelerin devlet veya hükümet başkanlarının katılımıyla iki yılda bir kez düzenlenmektedir. 15 Haziran 1997’da İstanbul’da gerçekleştirilen ilk zirvede, faaliyetlerin koordinasyonu sektörlere göre üye ülkelere paylaştırılmıştır. Bu kapsamda sanayi ve sağlık sektörleri Türkiye’ye, ticaret sektörü Mısır’a, kırsal kalkınma Bangladeş’e, insan kaynaklarının geliştirilmesi Endonezya’ya, telekomünikasyon ve teknoloji sektörleri İran’a, finans, bankacılık ve özelleştirme Malezya’ya, enerji sektörü Nijerya’ya ve tarım sektörü Pakistan’a verilmiştir. (1).
D-8 Zirve Toplantıları, kararlaştırıldığı üzere günümüze dek düzenli olarak toplanmış ve kuruluş hedeflerini takip ederek birçok önemli karara ve projeye imza atmıştır. Mesela, 14 Mayıs 2006’da Endonezya’da gerçekleştirilen D-8 Ülkeleri 5. Zirve Toplantısı’nda imzalanan ‘Tercihli Ticaret Anlaşması’, belirli ürünler üzerindeki gümrük vergileri azaltılarak üye ülkeler arasında serbest ticaretin önündeki engellerin aşama aşama azaltılması amaçlanmıştır. Birliğin kurulduğu 1997 yılında üye ülkelerin toplam 20 milyar dolar olan ticaret hacminin 2014’te 150 milyar dolara ulaşmış olması, sekiz ülke arasındaki alışverişin muazzam bir büyüme potansiyeli olduğunu göstermektedir.
D-8 Teşkilatı’nın organları şunlardır:
Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi: Üye devlet/hükümet başkanlarının iki yılda bir gerçekleştirdikleri toplantılardır. D-8’in en üst düzeydeki karar alma organıdır.
Konsey: Üye ülkelerin Dışişleri Bakanlarının katılımı ile gerçekleştirilen toplantılarıdır.
Komisyon: Üye ülkelerin kıdemli uzmanlarından oluşan ve eşgüdüm çalışmalarını yürüten kurul toplantılarıdır.
Genel Sekreterlik: D-8 Grubunun çalışmalarına sekretarya hizmetleri sunan ve üye ülkeler arasındaki iletişimi sağlayan İcra Direktörlüğüdür. D-8 Genel Sekreterliğini, dört yıldır bu görevi yürüten Seyyid Ali Muhammed Musavi’nin ardından 20.10.2017 tarihinde Cafer Kuşari (Büyükelçi Dato’ Ku Jafaar Ku Shaari) üstlenmiştir. (2).
D-8 Teşkilatı’nın temel özelliklerini de şu şekilde özetlemek mümkündür:
- Haziran 2018 itibarıyla dünyada mevcut 197 ülkeden sekizi G-8 (Kalkınmış 8 Ülke) ve sekizi de D-8 (Kalkınmakta Olan 8 Ülke) şeklinde yüksek düzeyli küresel bir kuruluşta yer almakta, geriye kalan 5 milyarı aşkın nüfusa sahip 161 ülke böyle bir teşkilata dahil olmaktan mahrumdur.
- D-8’ler; G-8’ler gibi sadece üye ülkelerin çıkarlarını değil bütün insanlığın çıkarlarını gözeterek yeni ve adil bir dünyayı birlikte kurmak için oluşturulmuş bir küresel birliktir.
- D-8’ler; az gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerle işbirliği yapmak niyetiyle kurulmuştur. Bu yüzden Afrika Birliği, Arap Birliği, Uzakdoğu Asya Birliği, Güney ve Orta Amerika Birliği gibi bölgesel kuruluşlarla işbirliğini önemsemektedir.
- D-8’ler; üye ülkelerin iç işlerine karışmamak ve her birinin bölgesel anlaşmalarındaki taahhüt ve haklarına halel getirmemek gibi hakkaniyetli bir prensibi esas almaktadır.
- D-8’ler; gelişmekte olan bütün ülkelerin birlikte ve hızla kalkınmalarını, uluslararası ilişkileri düzenleyen mekanizmalara katılımlarını güçlendirmeyi ve dünya ekonomisindeki etkinliklerini artırmayı, böylece halklarının daha iyi ve onurlu bir hayat standardına ulaşmasını sağlama amacını gütmektedir.
- 2014’te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda “Gözlemci Statüsü” verilen D-8 ülkeleri, sanayileşme (ekonomik gelişmişlik) açısından şöyle sıralanmaktadır: Türkiye, Endonezya, İran, Mısır, Pakistan, Malezya, Nijerya ve Bangladeş. Toplam ekonomik büyüklüğü 4 trilyon dolara yaklaşan D-8 Ülkelerinin Haziran 2018 itibarıyla toplam nüfusu 1.1 milyarı aşmıştır.
Birleşmiş Milletler’in veto hakkı(!!) kullanan beş üyesi sebebiyle zulüm ve sömürü kuruluşu olduğunu, sömürgecileri kollamaktan başka bir işlevi bulunmadığını tüm dünyanın açık bir şekilde kavramış olduğu, ‘dünyanın beşten büyük olduğu’ söyleminin sömürülen ülkeler tarafından benimsendiği üçüncü bin yılın başında, D-8 birliğinin geliştirilerek kapsamlı bir “İslâm Birliği”ne dönüşmesi için öncelikle mevcut çerçevesiyle etkili şekilde çalıştırılması önem arz etmektedir.
D-8 Dönem Başkanlığını Hakkıyla Yürütebilmek
“İş Birliğiyle Fırsatları Çoğaltmak” ana temasıyla 18 Ekim 2017 tarihinde İstanbul’da toplanan D-8 Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 9. Zirvesi’nde, D-8 dönem başkanlığı, ikinci kez teşkilatın fikir babası Türkiye’ye geçti. Zirve öncesinde, 17-18 Ekim’de D-8 Komisyonu’nun 39. oturumu, 19 Ekim’de de D-8 Konseyi’nin 17. oturumu gerçekleştirildi.
Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen zirvenin açılışında, dönem başkanlığını Türkiye’ye devreden Pakistan Başbakanı Şahid Hakan Abbasi ile dönem başkanlığını alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan birer konuşma yaptı. Zirvenin açılışında yaptığı konuşmada teşkilatın üye sayısını 8’den 20’ye çıkarabileceğini açıklayan Erdoğan, zirvenin önemini şu sözleriyle vurguladı: “Cumhurbaşkanları olarak D-8 Liderler Zirvesi’nin önemi iyi kavranmalı. Hepimiz D-8’e sahip çıkmalı, daha etkin, daha verimli, daha güçlü olması için azami gayret göstermeliyiz.” (4).
“D-8; Adil, Huzurlu ve İstikrarlı Dünya Talebinin Mücessem Hâlidir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geride kalan 20 yılda dünyada meydana gelen gelişmelerin, D-8’in o zamanki endişelerinde ne kadar haklı olduğunu gösterdiğini belirtti: “Son yıllarda savaşların, terör eylemlerinin, ekonomik kriz ve doğal felaketlerin ne denli büyük yaralar açtığına hep beraber şahit olduk. Afganistan’tan Irak’a, Libya’dan Suriye’ye, Arakan’dan Endonezya’ya, Nijerya’ya kadar kardeşlerimizin, dostlarımızın yaşadıkları ıstıraba bizzat şahitlik ettik. İkinci Dünya Savaşı akabinde kurulan, soğuk savaş sonrasında ise tahkim edilen mevcut küresel sistem; çıkarları garanti altına alınmış bir avuç mutlu azınlık dışında hiç kimseyi tatmin etmedi. Neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan ekonomik krizlerle bugünlere geldik. Bu kadar üretimin olduğu, bu kadar zenginliğin olduğu bir dünyada hâlen Afrika’daki kardeşlerimiz en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. Küresel adaletsizlik azalmak yerine daha da arttı.” (4),
“D-8, salt çıkarlar etrafında buluşan bir ülkeler topluluğu değil; bunun çok daha ötesinde adil, huzurlu ve istikrarlı bir dünya talebinin mücessem hâlidir. Bizler D-8 üyeleri olarak dünyada pek az ülkeye nasip olan coğrafî ayrıcalıklara sahibiz. Üç kıtaya hâkim durumdayız. Zengin doğal kaynaklarımız, hepsinden önemlisi dünyanın yaklaşık yedide birini teşkil eden genç ve dinamik nüfusumuz var.” (5).
İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen D-8 Ülkeleri Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 9. Zirve Toplantısı’nın kapanış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirvede kabul ettikleri İstanbul Bildirisi ve İstanbul Eylem Planı’yla (5) önümüzdeki dönemde yapacakları çalışmalara bir çerçeve çizeceğini söyledi. (6).
D-8 ile İslam Kalkınma Bankası arasında mutabakat muhtırasının imzalanması, karşılıklı ticarette yerel para birimlerinin kullanılması için takas odası kurulması, sömürü yerine özgürlüğün esas alınması, Akdeniz’in mülteci kabristanına dönüşmesinin sonlandırılması, üye ülkeler arasında vize kolaylığı sağlanması gibi adımların atıldığı, Hanımefendi Emine Erdoğan’ın zirveye katılan liderlerin eşlerini teknede ağırladığı D-8 Ülkeleri 9. Zirve Toplantısı’nda Mısır başta olmak üzere bazı ülkelerin düşük düzeyli katılım sağlamasına neden olan hususların titizlikle aşılması ve iki milyara yakın Müslüman dünyası yanında tüm dünya mazlumlarına umut olabilecek D-8 birliğinin, Ak Parti’nin ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden yönetime getirildiği yeni dönemde hak ettiği etkinliğe kavuşturulması temennisiyle…
Kaynaklar:
- Mustafa Bilgen; “Uluslararası Birlikler-7: D-8 Gelişen 8 Ülke”, http://www.tv5haber.com/yazar_6987_618_uluslararası-bırlıkler-7-d-8-gelısen-8-ulke.html, 10.02.2014.
- D-8 Organization for Economic Cooperation, http://developing8.org/about-d-8/brief-history-of-d-8/, 15.06.2018.
- Recep Tayyip Erdoğan; “D-8 Zirvesi Konuşması”, https://www.youtube.com/watch?v=MgksR-vmjzg, 20.10.2017.
- https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/84994/d-8-adil-huzurlu-ve-istikrarli-dunya-talebinin-mucessem-hlidir.html, 20.10.2017.
- D-8 Summit Meeting (9), Istanbul Declaration 2017, http://developing8.org/d-8-meeting-reports/, 20.10.2017.
- https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/84995/cumhurbaskani-erdogan-d-8-zirvesi-kapanis-oturumuna-katildi.html, 20.10.2017.