-- Çağının Şahidi Olmak, Diriliş Postası

YÜKSELİŞ ASIRLARIMIZIN ŞAHİDİ FUAT SEZGİN’E ŞAHİTLİK ETMEK

Share via WhatsappShare on FacebookTweet about this on TwitterShare on LinkedInEmail this to someonePrint this page

Ondört asırlık İslam medeniyetinin en mühim şahitlerinden Prof.Dr. Fuat Sezgin 30 Haziran 2018’de İstanbul’da vefat ettikten sonra hakkında onlarca köşe yazısı, hatırat ve biyografi yazıldı. Bu müspet durumu “öldükten sonra kıymet bilme” olarak yadırgayanlar vefayât edebiyatından bîhaber olsa gerek. Kaldı ki Fuat Hoca’nın kıymeti hayattayken de bilinmiş, uğruna asırlık bir ömür vakfettiği eserlerinin Türkçeye ve Türkiye’ye kazandırılması sağlanmış, devletin tam kadro üst yönetimince na’şı taşınıp Gülhane Parkı’nda müze ve kütüphanesinin yanı başına defnedilmiştir.

İslam Medeniyetinin Büyük Şahidine Şahitlik Etmek

Merhum Fuat Hoca’nın sağlam şahsiyetine ve ilmî ciddiyetine ilişkin şahitliklerine -önceki yazımızda aktardıklarımıza ilave olarak- yenilerini eklemekte yarar görüyorum:

Prof.Dr. A. Kerim Kar: “2006 yılında ziyaretine gittiğimizde, Frankfurt’a gelip misafir öğretim üyesi olarak çalışmaya başladığında, bir gün üzüntülü bir durumdayken, aklına birdenbire bir fikir geldiğini söyledi. “Bu benim başıma gelenlerde mutlaka Allah’ın bana söylemek istediği bir şey var. Onun için beni buraya sürgün etti. Belki de ben buraya görevlendirildim, diyerek bütün gücümle çalışmaya başladım.” dedi. Hatta, son 17 yıldır Frankfurt’a yakın bir kasabada oturduğunu, ama eşinin sabahları kendisini enstitüye getirip akşam aldığını ve bu süre içinde kasabayı hiç gündüz gözüyle görmediğini söyledi. Öyle bir yoğun çalışma temposu vardı… Hoca İstanbul’da kurulacak müzeyi, ilkokullardan başlayarak tüm çocukların görmesini istiyordu. “Çocuklar hangi medeniyetin üyesi olduklarını, Ortaçağ’ın karanlık olmadığını bilmeleri lazım. Bunun aracı ise müzede görerek öğrenmeleri olacak.” diye seviniyordu.” (1).

Prof.Dr. Akif Eyler: “21 Aralık 2006 tarihinde Fuat Sezgin ile Frankfurt’ta tanıştık. O sabah Prof.Dr. A. Kerim Kar ile yola çıktık, 11:30’da enstitüye vardık. Fuat Hoca bizi çok iyi karşıladı, yarım saat konuştuk, çay içtik. 4-5 saat hiç oturmadan ve ara vermeden bize müzesinin 14 odasını gezdirdi ve bilgi verdi…

Bir toplantı sonrasında Galata Köprüsü’nden geçerken arabayı durdurmamı rica etti. Arabadan indi ve balık tutanların arasında birkaç dakika durup manzarayı seyretti. Döndüğünde gözleri dolmuştu, bana şunları söyledi: “Akif Bey, 1961 başında buradan Boğaz’a bakıyordum. Üniversiteden atılmıştım, ertesi gün Almanya’ya gidecektim. Bu manzarayı bir daha görebileceğimi hiç sanmıyordum.” Hakikaten, Türkiye’ye gelebilmesi için çok uzun yıllar geçmesi gerekiyordu…

Fuat Sezgin, Avrupalı ilmî gelenekle; ilmî usullerle mücadele yolunu seçmiş ve büyük bir geleneği bize miras bırakmıştır. Ama ben Fuat Hoca’nın bıraktığı mirasın, yorumlanarak geliştirilmesi yerine saygı adına putlaştırılarak hayatın dışına itilmesinden endişe duymaktayım.” (1).

Yücel Aşıkoğlu: “Müslüman bilim adamlarının başarılarından bahsetmek en iyi ihtimalle istihza ve küçümseme ile muamele görüyordu. Fuat Sezgin uzun yıllar bu şartlar karşısında mücadele verdi. Onun İslâm Bilimlerine dair büyük hizmeti sadece metinler düzeyinde kalmadı. Aynı zamanda çalışılan metinlerde karşısına çıkan bilimsel âletlerin ve makinelerin tekrar hayata geçirilmesi için de çalıştı.” (1).

Yusuf Kaplan: “Genç kuşağı kimliksiz, idealsiz, ruhsuz bir çıkmaz sokağın eşiğine sürükleyen sömürgeci eğitim zihniyetinden, metamorfoz yemiş, mankurtlaştırıcı, ruhsuzlaştırıcı medya ve kültür rejiminin zihinsel katliamından, köleleştirici dünyasından kurtarmak için Fuat Sezgin Hocamızın fikirlerinden, eserlerinden ve hayatından öğreneceğimiz çok şey var çünkü. Fuat Sezgin Hoca, pergelin sâbit ayağını bizim medeniyetimize sâbitledi ve keşfedilmeyi bekleyen devâsâ bir külliyat bırakıp gitti bu dünyadan…” (2).

Dr. Serdar Efeoğlu: “Yıllar sonra dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Sezgin’i Almanya’da çalıştığı enstitüde ziyaret etti ve devlet bir nevi kendisinden özür diledi. Sezgin’in başarısının altında Almanya’da bulduğu mükemmel akademik ortamın yanında kendi kişiliğinin de önemli bir payı olduğu muhakkaktır. Zamanın kıymetini çok iyi bilen Sezgin, hayatında sadece üç randevuya vaktinde yetişemediğini ve bunları hiç unutmadığını anlatmaktadır.” (3).

Fuat Sezgin’in İlmî Mirasını Üretip Çoğaltabilmek

“Fuat Sezgin hocamız “Acaba 30 aleti yapmayı başarabilir miyim?”, “Bir müze olmasa bile bir odayı doldurabilir miyim?” düşüncesiyle başladığı çalışmalarını Frankfurt’ta kurduğu İslam Bilim Tarihi Müzesi’nde 800’den fazla alete ulaştırmıştır. Müzede, İslam kültür çevresinde yetişen bilim insanlarının buluşlarını bilimsel alet, araç ve gereçlerinin yazılı kaynaklara dayanarak yaptırdığı sekiz yüzden fazla örnekleri sergilenmektedir. Aynı binada hayatı boyunca dünyanın her yerinden büyük bir özenle, zorluk ve sıkıntılara katlanarak aldığı 45.000 ciltlik kitaplarla kurduğu Bilimler Tarihi Kütüphanesi bulunmaktadır. Bazı kitapları, sahasında orijinal tek nüsha olma özelliğini taşıyan bu kütüphane İslam Bilimler Tarihi açısından dünyada tek olma özelliğine sahip, koleksiyon bir ihtisas kütüphanesidir.

Prof.Dr. Fuat Sezgin’in olağanüstü gayretleri ve çalışmalarıyla ikinci bir müze 2008 tarihinde içerisinde yaklaşık 700 eserin olduğu ve bu eserlerin tamamına yakını saygıdeğer hocamızın çabalarıyla bağış olarak kazandırılmış İstanbul Gülhane Parkı içerisindeki binada bütün milletimize armağan edilmiştir. Bu müzeler, Müslüman bilim adamlarının yüzyıllar boyu insanlığa armağan ettiği icat ve keşiflerini bilim tarihinin değişik disiplinlerdeki evrimini kapsamlı bir şekilde sunmakta olup kendi sahasında dünyada bir yenilik arz etmektedir. Astronomi, coğrafya, gemicilik, zaman ölçümü, geometri, optik, tıp, kimya, mineraloji, fizik, mimari, teknik ve harp tekniği sahalarında sistematik bir düzenle sergilenen eserler, İslam bilimlerinin büyük keşif ve muazzam buluşlarını göstermekle birlikte bu keşif ve buluşların değişik yollardan Avrupa’ya geçip orada kabul bulduğunu ve alınarak özümsendiğini nefis bir görsellikle ziyaretçilerine apaçık bir şekilde sunmaktadır. Böylece bilimler tarihinin de bir bütün olduğunu, gerçeğe uygun, hislerden ve önyargılardan uzak, tam bir objektiflikle ispatlamaktadır.” (4).

Fuat Sezgin’in Basılı Eserleriyle Tanışmak

İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı’nın internet sitesinde (ibtav.org) Hoca’nın eserleri kısa tanıtımlarla şu şekilde sıralanmıştır:

1- GAS 1-18: 65 yıl süren titiz ve kesintisiz araştırmalar sonucunda 18 cilt halinde hazırladığı “Geschichte des Arabischen Schrifttums (Arap/İslam Bilimleri Tarihi)”, Hoca’nın başyapıtı olup henüz ilk cildi Türkçeye çevrilmiştir.

2- İslam’da Bilim ve Teknik 1-5: İslam bilginlerinin astronomi, tıp, geometri, coğrafya, optik, kimya ve denizcilik gibi alanlarda dünya bilim tarihine yaptığı katkıları zengin görsel malzeme eşliğinde gözler önüne seren beş ciltlik eser, Hoca’nın Frankfurt ve İstanbul’da kurduğu iki müzedeki aletleri tanıtıcı mahiyette bir katalog eser olup kendisi hayattayken Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca yayınlanmıştır. (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. yayını, 2008, 1131 s.).

3- İslam Uygarlığında Astronomi Coğrafya Denizcilik (Astronomy Geography And Navigations in Islamic Civilization): Beş ciltlik “İslam’da Bilim ve Teknik” adlı eserden derlenen bu değerli çalışma, zengin görsel malzeme eşliğinde, Avrupalı haritaların Arap/İslam kökeni, İslam bilim tarihinde yerküreleri ve dünya haritaları ile modelleri, denizcilik aletleri, gemi modelleri ve pusulaları incelemektedir.

4- İslam Uygarlığında Mimari, Geometri, Fizik, Kimya, Tıp: Beş ciltlik “İslam’da Bilim ve Teknik” adlı eserden derlenen bu ikinci çalışmada anlatılan her obje, birebir renkli resimlerle incelenirken, objelerin ayrıntılı açıklamaları ile beraber ortaya çıkarıldıkları yerler ve tarihleri ile ilgili bilgiler de yer almaktadır.

5- Kâtip Çelebi’nin Esas Kitâb-ı Cihannüma’sı ve Coğrafya Tarihindeki Yeri: Astronomi ve coğrafya bilgilerinin yanı sıra sosyal bilimlere de geniş yer ayrılan Cihannüma’da kentlerin enlem ve boylamları, birbirlerine olan uzaklıkları, dönemin dünya ülkelerinde sanayi, halkların din, dil ve nüfus bilgileri aktarılmaktadır. Bu eşsiz eserin orijinal Osmanlıca el yazmasının tıpkıbasımı, Fuat Sezgin’in hem Cihannüma’yı hem de Kâtip Çelebi ve coğrafya tarihindeki yerini değerlendirdiği İngilizce ve Türkçe önsözüyle sunulmuştur.

6- Amerika Kıtasının Müslüman Denizciler Tarafından Kolomb Öncesi Keşfi ve Piri Reis (Piri Reis/ The Pre-Columbian Discovery of the American Continent By Muslim Seafarers): Dünya bilim tarihinde İslam biliminin oynadığı rolü çeşitli örneklerle ele alan eser, Batı merkezli bilim anlayışına bir alternatif niteliği taşımakla birlikte, İslam dünyası için de bilim alanındaki büyük başarılarını hatırlatan bir kaynak oluşturmaktadır. Kitapta mimarlık, savaş tekniği, tıp, denizcilik, kimya, coğrafya, geometri, fizik ve astronomi gibi alanların İslam bilim tarihindeki on asırlık gelişimi ele alınmaktadır.

7- Tanınmayan Büyük Çağ: İslam Bilim ve Teknoloji Tarihinden: İlk sekiz asırlık dönemi boyunca İslam medeniyeti havzasında gerçekleştirilen başarıları küçümseyen yaygın kanaati değiştirmeyi amaçlayan bu eser, Timaş Yayınları’nca basılmıştır (4. baskı, İstanbul 2010, 604 s.).

8- 1984 Yılından 2011 Yılına Kadar Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü Yayınlarına Yazılan Avrupa Dillerindeki Önsözler: Bu eser, Frankfurt’ta Goethe Üniversitesi bünyesinde Fuat Sezgin tarafından kurulan Arap-İslam Bilimler Tarihi Enstitüsü’nün “30. Kuruluş Yıldönümü Özel Yayını” olarak yayınlanan kitabın çevirisidir. Almanya’da 2011 yılında basılmış olan kitapta, enstitü tarafından yayınlanan eserlerin önsözleri bulunmaktadır.

9- Buhari’nin Kaynakları: Fuat Sezgin’in bu kitabı, Buhari’nin Sahih’ini ciddi olarak incelemeden verilen birçok yaygın ve yanlış kanaati düzeltmekte, Buhari’nin faydalandığı muhtemel yazılı kaynakları ortaya koymaktadır. Bu eser, bir literatürün adım adım nasıl değerlendirilebileceğinin metodunu da göstermektedir.

10- Bilim Tarihi Sohbetleri: Sefer Turan’ın söyleşisiyle oluşan bu kitap, Müslüman âlimlerin bilim dünyasında oynadıkları yeri doldurulamaz rolü tüm dünyaya tanıtan Fuat Sezgin’in hayat serüvenini ve çalışmalarının arka planını anlatmaktadır.

11- İslam Bilimler Tarihi Üzerine Konferanslar: Bu kitap, Fuat Sezgin’in İslam bilimler tarihi üzerine İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde son on beş yıllık süre içinde verdiği konferansları bir araya getirmektedir. (4).

12- İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi: Toplu Bir Bakış (The Istanbul Museum for the History of Science and Technology in Islam: An Overview): Türkçe, Arapça ve İngilizce neşredilen eser müzenin özlü bir tanıtımını yapmaktadır.

İSAM Kütüphanesi’ni taradığımızda Fuat Sezgin’in editörü ya da müellifi olduğu 1450 cilt eser sıralanmaktadır. Bu kadar büyük bir ilmî üretim gerçekleştirmiş olan hocaların hocası Fuat Sezgin hakkında yapılan akademik çalışmalar ise ne yazık ki vefatına kadar -tespit edebildiğim- şu birkaç çalışmadan ibaret kalmıştır!

1- Ali Karakaş; 20. Yüzyıl Hadis Eksenli Oksidentalizm Çalışmaları: Fuat Sezgin Örneği, yayımlanmamış doktora tezi, Çukurova Üniversitesi, Adana 2015.

2- Tayfur Korkmaz; 20. Yy. İslam Bilim Tarihi Çalışmaları: George Sarton ve Fuat Sezgin Örneği, yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul 2009.

3- Hüseyin Hansu; “Fuat Sezgin Arap İslâm Bilimleri Tarihi-I”, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Dergisi, 2016.

4- Ahmet Hamdi Furat; “Fuat Sezgin’in GAS İsimli Eseri Bağlamında Hicri Beşinci Asrın Ortalarına Kadarki İslam Hukuku Literatürü Hakkında Değerlendirmeler”, yayımlanmamış tebliğ, VII. İslam Hukuku Anabilim Dalı Koordinasyon Toplantısı, Erzurum 01-03 Haziran 2010.

Fuat Sezgin’in Öncülük Ettiği Kuruluşları Geliştirebilmek

“Dünyanın en büyük bilim tarihçisi olan Prof.Dr. Fuat Sezgin, İslam bilim tarihi sahasında 65 yıllık çalışmasının ürünü olan 18 ciltlik Arap-İslam Bilim Tarihi adlı en kapsamlı eseri yazmıştır. Aynı zamanda aşağıda sayılan önemli kurumların kuruluşuna öncülük etmiş büyük bir kurucudur:

  1. 1982 yılında Frankfurt Goethe Üniversitesi’ne bağlı Arap-İslam Bilimler Tarihi Enstitüsü’nü kurmuştur.
  2. 1983’te 800’den fazla objenin sergilendiği Arap-İslam Bilimler Tarihi Enstitüsü Müzesi’ni kurmuştur.
  3. Hayatı boyunca dünyanın her yerinden kendi imkânlarıyla aldığı 45 bin cilt kitap, 10 bine yakın mikrofilm arşivi ile bilimler tarihi sahasında dünyada tek olma özelliğine sahip koleksiyon bir kütüphaneyi kurmuştur.
  4. 2008 yılında İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’ni kurmuştur.
  5. 2010 yılında Prof.Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı’nın kurulmasını sağlamıştır.
  6. 2013 yılında Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Bilim Tarihi Bölümü’nün kurulmasını sağlamıştır.
  7. 2013 yılında FSMVÜ bünyesinde Prof.Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Enstitüsü’nün kuruluşunu sağlamıştır.
  8. 2015 yılında Prof.Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı Yayınevi’nin kuruluşunu sağlamıştır. (4).

Vakfın internet sitesinden Fuat Sezgin Hoca’nın eserlerine ilişkin aşağıdaki videoları izlemenizi tavsiye ediyorum:

  1. Dünyaya Doğan Güneş (9 bölüm)
  2. Dr. Fuat Sezgin Belgeseli (4 bölüm)
  3. Dr. Fuat Sezgin Belgeseli (Yitik Hazinenin Kâşifi)
  4. Müslümanların Tarihe Büyük Katkısı
  5. Müslümanların Coğrafya Tarihine Katkısı (2 bölüm). (4).

“Amacım, İslam topluluğuna mensup insanlara İslam bilimlerinin gerçeğini tanıtmak, benlik duygularını olumsuz etkileyen yanlış yargılardan onları kurtarmak ve ferdin yaratıcılığına olan inancı onlara kazandırmaktır.” diyerek ardında muazzam bir ilmî miras bırakan merhum Fuat Sezgin Hoca’nın eserlerini yeni ‘Fuat Sezgin’ler yetiştirmenin dinamosu kılabilmek temennisiyle…

Kaynaklar:

  1. İbrahim Ethem Gören; “Fuat Sezgin Hoca’nın ardından…”, Dünya Bülteni, https://www.dunyabulteni.net/kultur-sanat/fuat-sezgin-hocanin-ardindan-h425606.html, 13.07.2018., 01.07.2018.
  2. Yusuf Kaplan; “Fuat Sezgin Hoca, pergeli medeniyetimize sâbitledi, gitti…”, Yeni Şafak, https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/fuat-sezgin-hoca-pergeli-medeniyetimize-sbitledi-gitti-2046284, 01.07.2018.
  3. Serdar Efeoğlu; “Bir Türkiye klasiği: Önce ihraç sonra sürgün, ölünce de kahraman”, https://medium.com/tr724/bir-t%C3%BCrkiye-klasi%C4%9Fi-%C3%B6nce-ihra%C3%A7-sonra-s%C3%BCrg%C3%BCn-%C3%B6l%C3%BCnce-de-kahraman-3516b56a6a24, 04.07.2018.
  4. İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı, http://ibtav.org, 15.07.2018.
Share via WhatsappShare on FacebookTweet about this on TwitterShare on LinkedInEmail this to someonePrint this page
FUAT SEZGİN HOCA’NIN İLMÎ MİRASINA SAHİP ÇIKABİLMEK
UHİM’İN HAK İHLALİ RAPORLARININ TAKİPÇİSİ OLMAK

Yorum yap

Yorum

  1. Her türlü takdiri hak ediyor. Gülhane Parkındaki Müze uyarıcılık ve tanıtım makamında yararlı işlevini sürdürüyor. Ancak ilginin az olduğunu düşünüyorum… Ayrıca eğitim-kültür faslından ücretsiz olamaz mı?